Haber

Bahçeli 11 il sıraladı: Bunlar yerel seçimde el değiştirmeli.

Geçtiğimiz haftalarda örgütlere yerel seçimler için “hazırlıklara başlayın” talimatı veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den yeni bir açıklama geldi. Açıklamada İstanbul, Ankara ve İzmir’in de aralarında bulunduğu 11 büyükşehir sıralayan Bahçeli, “Yerel seçimlerde buralar el değiştirmeli” ifadelerini kullandı.

Bahçeli yaptığı değerlendirmede, “CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönetiminde inleyen belediyelerin milli iradenin müdahalesiyle kurtarılması önümüzde en sıcak gündem konusu haline geldi. Özellikle İstanbul, Ankara’da. , İzmir, Adana, Antalya, Aydın, Muğla, Hatay, Eskişehir, Tekirdağ ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri ile HDP’nin terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık etmek maksadıyla zehirleyip seferber ettiği belediyeler mutlaka el değiştirip geçsin. Halkın yönetimine giriyor” dedi.

Bahçeli yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Aziz milletimizin beğeni ve tercihi ile demokratik ve hukuki esaslar çerçevesinde gerçekleştirilen 14 Mayıs ve 28 Mayıs Genel Seçimlerinin sonuçlanmasıyla birlikte bir yandan 28. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi tecelli etmiş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin özü biziz ve stratejik avantajları nedeniyle bir hafta bile sürmeyen bir sürede kabine kuruldu ve böylece siyasi istikrar sağlandı. yasama-yürütme arasındaki uyumu ortaya koyarak korunmuştur.

“KAZANAN HEM TÜRKİYE HEM TÜRK MİLLETİ OLDU”

Bu bağlamda Türk milleti, Cumhuriyetin 100. yılında önemli ve etkili bir başarıya imza atmış, mübarek iradesiyle önümüzdeki beş yılın ve Türk Yüzyılının yol haritasını belirlemiştir. Kaldı ki, yerli ve yabancı çeşitli kötülük yuvalarına ülkemizi zifiri karanlık uçurumlara sürükleme fırsatı verilmemiştir. Egemenliğin tek sahibi olan milletimiz istikbal ve istiklal haklarına gölge düşürmemiş, aşağılama ve yenilgi siyasetine fırsat vermemiştir. Cumhuriyetin kuruluşuna eşlik eden ruh ve duruş ile Milli Mücadele yıllarının akıl ve ahlakı elbette Türkiye’nin her cepheden ilerleme ve yükselme azmini destekleyen Cumhur İttifakı’nda vücut bulmuştur. 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023’te kazanan hiç şüphesiz hem Türkiye hem de Türk milleti olmuştur. Bahsi geçen bu müstesna başarının 31 Mart 2024’te yapılacak seçimlere yansıması Türkiye’nin uzun vadedeki gücüne güç katacaktır. Merkezi yönetimden yerel yönetimlere uzanan bir çizgi.

SIRALAMALI 11 ŞEHİR: KESİNLİKLE EL DEĞİŞTİRİYORLAR

Muhalefet partilerinin sorumluluğundaki belediyeler maalesef en kötü dönemlerini yaşıyor. Çalışma ve hizmet siyaseti yerine kin ve düşmanlık siyaseti izleyen muhalefet partileri, yerel yönetimlerde başarısızlığa uğradı ve dağıldı. Türk milleti böylesine yürek burkan, çarpık ve yozlaşmış bir tabloya asla mecbur ve layık değildir. 31 Mart 2019 tarihinden sonra rezil ittifak partilerinin yönetimine giren belediyeler adeta Fetret’e mahkûm edilmiş, bu belediyelerin hizmet vermekle yükümlü olduğu şehirler ve bu şehirlerde ikamet eden aziz vatandaşlarımız çaresizliğe ve ilgisizliğe terk edilmiştir. Güven sarsıldı, CHP ve diğer muhalefet partilerinin belediye başkanları, görevlerini kasten ihmal etmenin yanı sıra, onları genel siyasetin bilinmeyen tartışma ve polemiklerinin çıkmazına hapsetti. Türk demokrasi ve siyaset tarihi hiçbir zaman yerel yönetimlerdeki vasat ve vahim düzensizliğe, üstelik atalet ve zayıflığa tanık olmamıştır. Çünkü çarpıcı gerçekler apaçık önümüzde duruyor. CHP ve HDP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yönetimindeki inleyen belediyelerin milli iradenin müdahalesiyle kurtarılması, gündemin en sıcak konusu haline geldi. Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Aydın, Muğla, Hatay, Eskişehir, Tekirdağ ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere, HDP tarafından terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık yapmak maksadıyla zehirlenen ve seferber edilen belediyeler derhal harekete geçmelidir. mutlaka el değiştirir ve cumhuriyet yönetimine geçer.

“ALINMASI GEREKEN BİR TEHDİT”

Yerel yönetimlerdeki konumsal ve merkezkaç işgallere son verilmelidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, yerel yönetimlerdeki bozguncu zihniyetin milli güvenliği ve toplumsal barışı baltaladığı görüşünde. Zillet ittifakı, içine düştüğü kaosu ülke geneline taşımak ve yaymak için can atıyor ve deyim yerindeyse ateşle oynuyor. Keskin ağızlı ve siğil yönetici veya vekillerin, CHP’nin içini habis bir ur gibi saran anlaşmazlıkların üstünü örtmek için toplumun hassas olduğu alanlarda provokasyonlara alet edilmesi dikkatle izlenmesi ve izlenmesi gereken bir tehdittir. önlemler alınmalıdır.

ÇOK ZOR AKBELEN ÇIKTI

Başta CHP Genel Lideri olmak üzere görev başındaki provokatörlerin Muğla Akbelen’deki iç huzuru bozma çabaları günlerdir gözümüzden kaçmadı. Her geçen gün yıpranan bir partinin ve marjinal yedeklerinin her türlü alçaklığa başvurduğu ve Akbelen’den bir Gezi Parkı ayaklanması çıkarmaya çalıştığı açıktır. Ortak aklın suskunluğuyla birlikte sinerjisini ve siyasi dengesini kaybeden, yoğun bir iç kargaşanın tutsağı haline gelen ve kongresini bile yapmaktan aciz kalan CHP yönetiminin her konuda krize oynadığı görülmektedir. Muğla Akbelen’de FETÖ ve PKK bağlantılı suç tiplerine eylem alanı açan, çevreci örgütlere sözde destek veren, illegal sol gruplarla el ele vererek ortalığı ayağa kaldırmak için fırsat kollayan CHP yönetimi, ortalığı ayağa kaldırmaya çalışıyor. siyasi komaya girmesine neden olan yüksek tansiyonu bir kanal aracılığıyla Türkiye’ye yaymak. CHP, feodal siyasi beyliklerini ilan etmiş bir avuç kanunsuz çıkarcının kuşatması altındadır. Akbelen’de, onurlu ve kahraman jandarmaya eşkıya diye bağıran, kayyum işbirlikçisi gibi peşinden koşan CHP’li bir milletvekilinin, utançla anılacak rezil görüntülere sahne oldu. HDP’li bölücülerin yaptığını CHP’li milletvekilleri de denedi.

“KONU KESİNLİKLE AĞAÇ DEĞİLDİR”

Türk vatanında Türk askerine yönelik düşmanca tepkinin cezasız ve karşılıksız bırakılmaması, dokunulmazlığının kaldırılması ve yargılanmasının önünün açılması demokrasi ve hukuk namusu adına bir zorunluluktur. Zillet ittifakı, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerindeki hüsran acısı ile ölçek ve boyutlarını tamamen kaybetmiştir. Seyahat Parkı’nda ağaç olmadığı gibi Akbelen’de de ağaç olmadığı kesin. Muhalefet partileri, sokakları alt üst ederek, toplumsal olayları kaşıyarak, sandıkta alamadıkları sonucu çatışma ortamı yaratarak kestirme yollara başvurmak istiyor ve bu nedenle provokasyon kuyruğuna girmekte bir sakınca görmüyorlar. İzlenen bu yol yol değildir, sonu ve sonucu muhatapları adına yenilgi ve mahcubiyettir. Sorumsuzluğun ve bilinçsizliğin bir başka örneği de CHP Genel Başkanı’nın etrafının sarılmış olması ve çemberin kendi aleyhine giderek daralmasıdır. Sömürü siyaseti, inkar ve ihanet sarmalının ön kapısı olduğu için faillerine bir fayda sağlamaz.

“BEDELİNİ KUTUDA ÖDEYECEKLER”

14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yerel yönetimlerde elde edilen demokratik başarıyı pekiştirmek, Türk ve Türk Yüzyılı yürüyüşünü hızlandırmak görevimizdir. Gayret bizden, tevfik Allah’tandır. Yerel yönetimlerin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlik ve bütünlük içindeki yapısı, merkezi yönetim ile tek ses tek soluk Türkiye’nin medeniyetler ve milletler mücadelesinde büyük bir koz olacaktır. Milletimize güvenimiz ve inancımız tamdır. 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta havlu atan muhalefet partileri, 31 Mart 2024’te kaybedecek ve Türkiye’nin ufkunu sandıkta gizlemenin bedelini ödeyecek. Vakti geldiğinde emperyalizm için kurşun asker olmanın acınası ve ağır sonuçlarını herkes görecek.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu